• Anasayfa
  • Resimler
  • Albümde Kalanlar…
  • Genel Yazılar
  • İletişim
    www.hilmieren.com
    © 2010-. Her hakkı saklıdır.

    Röportaj(Böyükler Bilir)

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Abdurrahim KARAKOÇ 0 comments
    1193
    0
    Yalan-dolan ile devran sürmeyi Biz ne bilek beğim, böyükler bilir. Milletin başına çorap örmeyi Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Rüşvet vermek, rüşvet almak nasıl şey Hazineden para çalmak nasıl şey Terlemeden zengin olmak nasıl şey Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Erken palazlanıp erken ötmeyi Değirmenler kurup baş öğütmeyi Hele meydan meydan adam gütmeyi Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Anlamayız kopya nedir, asıl ne Perde, sahne, solo, koro, fasıl ne Deyyuslukta erkân nedir, usul ne Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Viski, votka çekip keyif çatmayı Dansöz kucağında stres atmayı Milleti bölmeyi, vatan satmayı Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Kaç tür hokkabazlık, kâhinlik varsa Kaç şeytanlık varsa, kaç cinlik varsa Dünyada ne puştluk, ne hinlik varsa Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Namussuzluk yapın derler.. yaparız El uzatır öpün derler.. öperiz Put gösterir tapın derler.. taparız Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Seyrettikçe ana-baba filmini Hissederiz baskısını, zulmünü Lisansüstü maskaralık ilmini Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.   Âdettir gerekmez mâluma ilâm Taklide günaydın, asıla selâm Ne ki hınzırlık var hâsılıkelâm Biz ne bilek beğim, böyükler bilir. × İçeriği paylaş! Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email Paylaşılan […] Read More

    Hikaye-i Farzımuhal

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Abdurrahim KARAKOÇ 0 comments
    1191
    0
    Lideri dese ki; ‘evladım Hayri Dört ayak üstünde yürü sen gayri’ Hiç itiraz etmez, bu emre uyar Lider ne söylese ‘hikmet var’ sayar Takla atar, lider ‘takla at’ dese Yatar her çamura ‘hadi yat’ dese Lideri düşünür, Hayri düşünmez Hayri liderlerinden ayrı düşünmez Lideri karaya demiş ise ak ‘Onun bir bildiği vardır muhakkak’ Aklı yok, beyni yok mazurdur Hayri Kula kulluk için hazırdır Hayri ‘Keramet’ hükmünü verir zırvaya Emin adımlarla yürür zirveye Lidere sarılan sarmaşık Hayri Biraz bencil, biraz karmaşık Hayri Tek gayesi makam, artı menfaat Lider basamaktır, parti menfaat Emeline vasıl olursa Hayri Umut ettiğini bulursa Hayri Kendine münasip köleler seçer Açar tekkesini irşada geçer İki ayak üzre yürür artık O Sırrı bilir, gaybı görür artık O Dalkavukluk böyle verir semere Bundan sonra eşek biner semere. × İçeriği paylaş! Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email Paylaşılan bu içerik size ne hissettirdi? Bu içeriği paylaşmak ister misiniz? 0 0 0 0 0 Read More

    Bayramlar Bayram Ola-1

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Abdurrahim KARAKOÇ 0 comments
    1278
    0
    Güneş yükselmeden kuşluk yerine Bir adam camiden döndü evine Oturdu sessizce yer minderine Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı.. Eli öpüldükçe içi burkuldu Konuşmak istedi, dili tutuldu Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı Adam “he ya” dedi, gözü kapalı.. Düşündü kış yakın, evde odun yok Tenekede yağ yok, çuvalda un yok Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını Adam “evet” dedi, sıktı dişini.. Çalışsa ne iş var, ne cepte para Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı Adam “öyle” dedi, bağrında sızı.. Döndürse yönünü herhangi dosta Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta Yıllar, aylar, günler erirken yasta Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı.. × İçeriği paylaş! Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email Paylaşılan bu içerik size ne hissettirdi? Bu içeriği paylaşmak ister misiniz? 0 0 0 0 0 Read More

    Zikrullah

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Abdurrahim KARAKOÇ 0 comments
    1086
    0
    Sular aşka gelir, çoşar HAK diye Başın taşa vurur vurur HÛ çeker. Rüzgâr dağdan dağa koşar HAK diye Arada bir durur durur HÛ çeker. Otlar bile HAK diyerek bitermiş Yağmur HAK’tan gelir, HAK’ka gidermiş HAK âşığı âmâ gözlü bir derviş HAK yolunda yürür yürür HÛ çeker. Ağaç dal dal, HAK’ka açar kucağı Acı vermez HAK emrinin bıçağı Gökte güneş HAK’kın sönmez ocağı Dağdaki kar erir erir HÛ çeker Gök güvercin HAK der uçar seherde Balık suda HAK’kı içer seherde Kırmızı gül HAK der açar seherde Kokusunu verir verir HÛ çeker. HAK’kın yolcuları HAK’ta buluşur Varlık zerre, zerre HAK’kı bölüşür Kalp bedende HAK HAK diye çalışır Kan damara varır varır HÛ çeker. Hak mührü var ceylanların gözünde Hak yazılı kâinatın yüzünde HAK Resul-ü Muhammed (S.A.) ’in izinde Gönül HAK’kı görür görür HÛ çeker. × İçeriği paylaş! Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email Paylaşılan bu içerik size ne hissettirdi? Bu içeriği paylaşmak ister misiniz? 0 0 0 0 0 Read More

    Süleymaniye’de Bayram Sabahı

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Yahya Kemal BEYATLI 0 comments
    1177
    0
    Artarak gönlümün aydınlığı her saniyedeBir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’deKendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketiYer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir.Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!..Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu…Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.Bu sukünette karıştıkca karanlıkla ışıkYürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık;Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor. Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpıAdamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı.En güzel mabedi olsun diye en son dininBudur öz şekli hayal ettiği mimarının.Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi;Taşımış harcını gazileri, serdarıyle,Taşı yenmiş nice bin işcisi, mimarıyle.Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,Uhrevi bir kapı açmiş buradan gökyüzüne,Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları.. Bir neferdir bu zafer mabedinin mimari.Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;Ben de bir varisin olmakla bügün mağrurum;Bir zaman hendeseden abide zannettimdi;Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi,Senelerden beri ru’yada görüp özlediğimCedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığınıGörüyor varliğının bir yere toplandığını;Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkesNice […] Read More

    Korkum Yok

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Ozan Arif 0 comments
    1192
    0
    Yeter be..! Yeter be sabrımız taştı,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden.Bardağı taşıran son damla düştü,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Kinim size milletinden bezenler,Yalan dolu, riya dolu düzenler,Tarih boyu ezileni ezenler,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Şereflerin satıldığı pazarlar,Tarih kesen, töre kesen hızarlar,Osmanlıyı hain yazan yazarlar,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Kan dolu kadehler, cünüp şişeler,Yalancı duvarlar, katil köşeler,Barut değil, şarap kokan paşalar,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Türk`üm dedik; çekip çekip vurdunuz,Bizi vurup bizden hesap sordunuz,Ölümden öteye köy mü kurdunuz,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Hakkı seven hakim sözümü anlar,Kanuna saygıdır bilene bunlar,Başı besmelesiz düzme kanunlar,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Bir insan bilerek yılan mı besler,Beyni satılmışlar, niyeti pisler.Maddeci tayfalar, dinsiz reisler,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. Devir sizin diye Arif ne yapsın?Korkuyu put edip puta mı tapsın?İnceldiği yerden koparsa kopsun,Korkum yok… Korkum yok… Korkum yok sizden. × İçeriği paylaş! Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email Paylaşılan bu içerik size ne hissettirdi? Bu içeriği paylaşmak ister misiniz? 0 0 0 0 0 Read More

    Naat

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Arif Nihat ASYA 0 comments
    1008
    0
    Seccaden kumlardı.. ………………………….. ………………………….. Devirlerden, diyarlardan Gelip, göklerde buluşan Ezanların vardı! . Mescit mümin, minber mümin… Taşardı kubbelerden tekbir, Dolardı kubbelere “amin”.. Ve mübarek geceler dualarımız; Geri gelmeyen dualardı… Geceler ki pırıl pırıl Kandillerin yanardı.. Kapına gelenler ya muhammed, – uzaktan, yakından – Mümin döndüler kapından… Besmele, ekmeğimizin bereketiydi, İki dünyada aziz ümmet; Muhammed ümmetiydi. Konsun –yine- pervazlara güvercinler, “Hû hû”lara karışsın âminler… Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi… Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın, Yoksulların sahibi… Nerde kaldın ey Resûl, Nerde kaldın ey Nebi? Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed, Çağlar ne çağlardı: Daha dünyaya gelmeden Mü’minlerin vardı… Ve bir gün, ki gaflet Çöller kadardı, Halîme’nin kucağında Abdullah’ın yetimi Âmine’nin emaneti ağlardı. Hatice’nin goncası, Aişe’nin gülüydün. Ümmetinin gözbebeği Göklerin resûlüydün… Elçi geldin, elçiler gönderdin… Ruhunu Allah’a, Elini ümmetine verdin. Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke’de bunalırsan Medine’ye göçerdin. Biz bu dünyadan nereye Göçelim, yâ Muhammed? Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet Altın devrini yaşıyor… Diller, sayfalar, satırlar “Ebu Leheb öldü” diyorlar. Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor! Neler duydu şu dünyada Mevlidine hayran kulaklarımız; Ne adlar ezberledi, ey Nebî, Adına alışkın dudaklarımız! Artık, yolunu bilmiyor; Artık, yolunu unuttu Ayaklarımız! Kâbe’ne siyahlar Yakışmamıştır, yâ […] Read More

    Fetih Marşı

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Arif Nihat ASYA 0 comments
    1058
    0
    Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden…. Senin de destanını okuyalım ezberden… Haberin yok gibidir taşıdığın değerden… Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın… Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini… Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini? Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır. Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır. Haydi artık uyuyan destanını uyandır.! Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.! Delikanlım, işaret aldığın gün atandan Yürüyeceksin… Millet yürüyecek arkandan! Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan…. Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin! Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın! Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın… Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! × İçeriği paylaş! Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email Paylaşılan bu içerik size ne hissettirdi? Bu içeriği paylaşmak ister misiniz? 0 0 0 0 0 Read More

    Yağmur

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Nurullah GENÇ 0 comments
    1552
    0
    Vareden’in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat Yıllardır boz bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Hasretin alev alev içime bir an düştü Değişti hayel köşküm, gözümde viran düştü Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi’nin Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla Evlerin arasına dikilir yesil bayrak Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydim Yağmur, gülsenimize sensiz, baldiran düştü Düşmanlik içimizde; dostluklar yaban düştü Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü Bir güzide mektuptur, çağlarin ötesinden Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına Yayılır o en büyük mustu, pazartesinden Beyazlik dokunmuştur gecenin siyahina Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bican […] Read More

    Su Kasidesi

    Nisan 03, 2010 ERENw2 Fuzulî 0 comments
    1484
    0
    Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem..) Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su (Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana getirir.) Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su (Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.) Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su (Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile mahvetsin), boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.) Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su (Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi, gözlerine kara su inse (kör olsa, […] Read More
    • 1
    • 2
    • 3
    • 4
    • 5
    • 6
    • 7
    • 8
    • 9

    ALBÜMDE KALANLARDAN…

    Hilmi Konuralp

    ŞİİR KÖŞESİ

    • Abdurrahim KARAKOÇ
    • Alvarlı Efe Hazretleri
    • Arif Nihat ASYA
    • Erdem BEYAZIT
    • Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri
    • Fuzulî
    • Hilmi EREN
    • Mehmet Akif ERSOY
    • Mehmet Fuat KÖPRÜLÜ
    • Muhsin YAZICIOĞLU
    • Nâbi
    • Necip Fazıl KISAKÜREK
    • Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
    • Nurullah GENÇ
    • Öğretmen Şiirleri
    • Osman Yüksel SERDENGEÇTİ
    • Ozan Arif
    • Ozan Yusuf POLATOĞLU
    • Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI
    • Serdar TUNCER
    • Sezai KARAKOÇ
    • Yahya Kemal BEYATLI
    • Yaman Dede
    • Yavuz Bülent BÂKİLER
    • Ziya Paşa

    SON EKLENENLER

    • VAH BANA
    • Hazan
    • Vay
    • SON ÇOCUKLARLA SON OYUN
    • Yayla
    • Görgüsüz
    • Poz
    • Sevgimiz
    • Bayramlar
    • Utandım

    ANA MENÜ

    • Anasayfa
    • Resimler
    • Albümde Kalanlar…
    • Genel Yazılar
    • İletişim