• Anasayfa
  • Resimler
  • Albümde Kalanlar…
  • Genel Yazılar
  • İletişim
    www.hilmieren.com
    © 2010-. Her hakkı saklıdır.

    Canım İstanbul

    Oluşturma Zamanı: 3 Nisan 2010, Cumartesi @ 19:51
    şurada paylaş:

    Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

    Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

    İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim;

    O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim.

    Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

    Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

    Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

    Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle.

     

                           İstanbul benim canım;

                           Vatanım da vatanım…

                                      İstanbul,

                                      İstanbul…

     

    Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

    Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…

    Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at;

    Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…

    Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

    Her nakışta o mâna: Öleceğiz ne çare?..

    Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;

    Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…

     

                             O mânayı bul da bul!

                             İlle İstanbul’da bul!

                                       İstanbul,

                                       İstanbul…

     

    Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;

    Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.

    Oynak sular yalının alt katına misafir;

    Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

    Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,

    Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…

    Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?

    Cumbalı odalarda inletir “Kâtibim”i…

     

                             Kadını keskin bıçak,

                             Taze kan gibi sıcak.

                                        İstanbul,

                                        İstanbul…

     

    Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!

    Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…

    Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,

    Adada rüzgâr, uçan eteklerden sorumlu.

    Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

    Hâlâ çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.

    Ana gibi yâr olmaz, İstanbul gibi diyar;

    Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…

     

                             Gecesi sünbül kokan

                             Türkçesi bülbül kokan,

                                          İstanbul,

                                          İstanbul…

    ×

    İçeriği paylaş!

    Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email
    0
    0
    0
    0
    0

    ALBÜMDE KALANLARDAN…

    Hilmi Konuralp

    ŞİİR KÖŞESİ

    • Abdurrahim KARAKOÇ
    • Alvarlı Efe Hazretleri
    • Arif Nihat ASYA
    • Erdem BEYAZIT
    • Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri
    • Fuzulî
    • Hilmi EREN
    • Mehmet Akif ERSOY
    • Mehmet Fuat KÖPRÜLÜ
    • Muhsin YAZICIOĞLU
    • Nâbi
    • Necip Fazıl KISAKÜREK
    • Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
    • Nurullah GENÇ
    • Öğretmen Şiirleri
    • Osman Yüksel SERDENGEÇTİ
    • Ozan Arif
    • Ozan Yusuf POLATOĞLU
    • Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI
    • Serdar TUNCER
    • Sezai KARAKOÇ
    • Yahya Kemal BEYATLI
    • Yaman Dede
    • Yavuz Bülent BÂKİLER
    • Ziya Paşa

    SON EKLENENLER

    • VAH BANA
    • Hazan
    • Vay
    • SON ÇOCUKLARLA SON OYUN
    • Yayla
    • Görgüsüz
    • Poz
    • Sevgimiz
    • Bayramlar
    • Utandım

    ANA MENÜ

    • Anasayfa
    • Resimler
    • Albümde Kalanlar…
    • Genel Yazılar
    • İletişim