• Anasayfa
  • Resimler
  • Albümde Kalanlar…
  • Genel Yazılar
  • İletişim
    www.hilmieren.com
    © 2010-. Her hakkı saklıdır.

    SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE

    Oluşturma Zamanı: 1 Ekim 2012, Pazartesi @ 19:04
    şurada paylaş:

    II 

    Gelin gülle başlayalım atalara uyarak 
    Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine 
    Bir anda yükselen bir bülbül sesi 
    -Erken erken karlar ortasında 
    Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta- 
    Bana geri getirir eski günleri 
    …Paslanmış demir bir kapı açılır 
    Küf tutmuş kilitler gıcırdarken 
    Ta karanlıklar içinde birden 
    Bir türkü gibi yükselirsin sen 
    Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken 
    Söyleyemediğim ateşten kelimeleri 
    Şuuraltım patlamış bir bomba gibi 
    Saçar ortalığa zamanın 
    Ağaran saçın toz toprağını 
    Bana ne Paris’ten 
    Newyork’tan Londra’dan 
    Moskova’dan Pekin’den 
    Senin yanında 
    Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı 
    Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu 
    Geceme gündüzüme 
    Gözlerin 
    Lale Devrinden bir pencere 
    Ellerin 
    Baki’den Nefi’den Şeyh Galib’den 
    Kucağıma dökülen 
    Altın leylak 

    III 

    Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla 
    Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma 
    Kimi ırmaklardan yansıma 
    Kimi kayalardan kırpılma 
    Kimi öteki dünyadan bir çarpılma 
    İçi ölümle dolu 
    Dönen bir huni 
    Doğarken güneş 
    Kesilmiş ölü yüzlerden 
    Bir mozayik minyatürlerden 
    Dokunur tenimize 
    Soğuk bir azrail ürpertisiyle ay 
    Ve birden senin sesin gelir dört yandan 
    Menekşe kokulu sütunlardan 
    Komşu dağlardaki nergislerden leylaklardan 
    Gözlerine ait belgeler sunulur 
    Ey aşkın kutlu kitabı 
    Uçarı hayallere yataklık eden 
    Peri bacalarının yasağı 
    Gönlümün celladı acı mezmur 
    Bana bıraktığın yazıt bu mudur 
    Ölüm geldi bana düğün armağanın gibi 
    Senden bir gök 
    Senden yıldızlar ördüler 
    Ateş böcekleri 
    O gece dört yanıma 
    Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destanı 
    Sen bir anne gibi tuttun ufukları 
    Ve çocuklar gülle anne arasında 
    Seninle güller arasında 
    Tuhaf bir ışık bulup eridiler 
    Çocuklar dağ hücrelerinde erdiler 
    Aramızdaki sırra 
    Bir de ay ışığında büyüyen fısıltılar 
    Gençlik monologları 
    Seni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısından 
    Bana getiren 
    Yasamız vardı 
    Öfkeyle yazardın sen bir yüzüne 
    Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben 

    IV 

    Senin kalbinden sürgün oldum ilkin 
    Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği 
    Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında 
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
    Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
    Uzatma dünya sürgünümü benim 
    Güneşi bahardan koparıp 
    Aşkın bu en onulmazından koparıp 
    Bir tuz bulutu gibi 
    Savuran yüreğime 
    Ah uzatma dünya sürgünümü benim 
    Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil 
    Ayaklarımdan belli 
    Lambalar eğri 
    Aynalar akrep meleği 
    Zaman çarpılmış atın son hayali 
    Ev miras değil mirasın hayaleti 
    Ey gönlümün doğurduğu 
    Büyüttüğü emzirdiği 
    Kuş tüyünden 
    Ve kuş sütünden 
    Geceler ve gündüzlerde 
    İnsanlığa anıt gibi yükselttiği 
    Sevgili 
    En sevgili 
    Ey sevgili 
    Uzatma dünya sürgünümü benim 

    Bütün şiirlerde söylediğim sensin 
    Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin 
    Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome’nin Belkıs’ın 
    Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin 
    Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için 
    Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini 
    Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini 
    Ey gönüllerin en yumuşağı en derini 
    Sevgili 
    En sevgili 
    Ey sevgili 
    Uzatma dünya sürgünümü benim 

    Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta 
    Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında 
    Çatı katlarında bodrum katlarında 
    Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba 
    Hep Kanlıca’da Emirgan’da 
    Kandilli’nin kurşuni şafaklarında 
    Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında 
    Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında 
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
    Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
    Ey çağdaş Kudüs (Meryem) 
    Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha) 
    Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi 
    Sevgili 
    En sevgili 
    Ey sevgili 
    Uzatma dünya sürgünümü benim 

    Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında 
    Köle gibi satıldım pazarlar pazarında 
    Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında 
    Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında 
    Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında 
    Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda 
    Verilmemiş hesapların korkusuyla 
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim 
    Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 
    Sevgili 
    En sevgili 
    Ey sevgili 
    Uzatma dünya sürgünümü benim 

    Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
    Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
    Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır 
    Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır 
    Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
    O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
    Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır 
    Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
    Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
    Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır 
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır 
    Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır 
    Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır 
    Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır 
    Sevgili 
    En sevgili 
    Ey sevgili

    ×

    İçeriği paylaş!

    Facebook Twitter Whatsapp Gmail Linkedin Pinterest Messenger Telegram Email
    0
    0
    0
    0
    0

    ALBÜMDE KALANLARDAN…

    Hilmi Konuralp

    ŞİİR KÖŞESİ

    • Abdurrahim KARAKOÇ
    • Alvarlı Efe Hazretleri
    • Arif Nihat ASYA
    • Erdem BEYAZIT
    • Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri
    • Fuzulî
    • Hilmi EREN
    • Mehmet Akif ERSOY
    • Mehmet Fuat KÖPRÜLÜ
    • Muhsin YAZICIOĞLU
    • Nâbi
    • Necip Fazıl KISAKÜREK
    • Niyazi Yıldırım GENÇOSMANOĞLU
    • Nurullah GENÇ
    • Öğretmen Şiirleri
    • Osman Yüksel SERDENGEÇTİ
    • Ozan Arif
    • Ozan Yusuf POLATOĞLU
    • Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI
    • Serdar TUNCER
    • Sezai KARAKOÇ
    • Yahya Kemal BEYATLI
    • Yaman Dede
    • Yavuz Bülent BÂKİLER
    • Ziya Paşa

    SON EKLENENLER

    • VAH BANA
    • Hazan
    • Vay
    • SON ÇOCUKLARLA SON OYUN
    • Yayla
    • Görgüsüz
    • Poz
    • Sevgimiz
    • Bayramlar
    • Utandım

    ANA MENÜ

    • Anasayfa
    • Resimler
    • Albümde Kalanlar…
    • Genel Yazılar
    • İletişim