Bir korku, bir telâş, bir zifirî gam
Kureyş beldesine indiği akşam
Küfrün en kudurgan, en bed vaktidir.
Delirir korkunun uykusuzluğu,
Kavurur geceyi kan susuzluğu…
Şirkin nübüvvete savlet vaktidir.
Mukaddes yataktan Murtaza kükrer!
Ağızlar bir karış, el-ayak titrer…
Bu an, yomsuzluğun hayret vaktidir.
Mekke sayıklarken bâtıl uykuda
En yüce dağların göbeği suda
Risâlet deryasının med vaktidir.
Kaç gün doğup battı, kaç ay dolundu…
Zaman gelip çattı ve emrolundu;
Kuvveden fille hicret vaktidir.
Güvercin yuvası, örümcek ağı…
Böyle şey gördün mü ey Sevr Dağı?
Hayretin yeri yok ibret vaktidir.
Has güller açarken çağın bağrında
İlâhî tecelli dağın bağrında
Yârla Yâr-i Gar’ın sohbet vaktidir.
Bir hadsiz sevincin Medine’sinden
Yükselen Allahüekber sesinden
Belli ki, tevhidin kudret vaktidir.
Binlerce göz yolda gün, gece, şafak…
Bayraklar… bayraklar… yeşil, kızıl, ak…
Belli ki İslâm’ın devlet vaktidir.
Buyurdu sahibi, göklerin, yerin!
Size gönderdiğim son Peygamber’in
Bugün âlemlere rahmet vaktidir.